Burun Estetiği ve Estetik

Op. Dr. Teoman Doğan ameliyatları hakkında bilgiler veriyor..

Eski teknikler ile yapılan ve sonucu pek doğal olmayan burun ameliyatlarında
hep aynı sorunları görmeye artık o kadar alıştık ki bazı temel bulguları
sıralamak zor değil. Özellikle bu bulgular flaş ile çekilen resimlerde daha
bariz gözüküyor.

En sık fark edilen problem burun üst kısmını oluşturan kemiklerin tam yerine
oturmaması ve burun alt kısmındaki kıkırdak çatı ile ayrı gibi durması. Bu
magazin dergilerindeki gece kulüpleri önünde çekilen flaşlı paparazzi
fotoğraflarında çok net gözükür. Burun üst kısmı ve alt kısmı sanki ayrı
insanlara aitmiş gibi farklı yönlere bakarlar ve aralarında bir hat, bir gölge
bulunur. Dikkat ederseniz bu gölgenin açık tarafı aşağı bakan yani ters duran
bir “V” harfi şeklinde olduğunu görebilirsiniz.

Bir diğer ip ucu burun ucunda fazla kıkırdak alınması sonucu uç kısmın aşırı
incelmesidir. Burun ucu o kadar anormal durur ki sanki birisi iki parmağı ile
burun ucunu sıkarak böyle bir şekil vermiş gibi gözükür. Burada sorun burun
ucunun desteğini sağlayan kıkırdakların fazla alınmasıdır.

Bir diğer bulgu da burun kanatlarının birbirinden farklı olması olabilir. Bu
özellikle buruna alttan bakıldığında belli olur. Ufak tefek farklılıkların bir
önemi olduğunu düşünmüyorum ama her iki deliğin tamamen farklı olması burnu
“li” gösterecektir.

Peki ne yapmalı. Bu sorunlar eğer dışarıdan belli oluyorsa, her kez ameliyat
olduğunuzu anlayabiliyorsa bir ikinci, hatta üçüncü ameliyatı bence göze alın.
Burun şekli ne olursa olsun iyi bir burun estetiğinin olmazsa olmaz temel şartı
“doğal” olmasıdır. Eğer sizinle tanışan bir insan ameliyat olduğunuz o anda
görebiliyorsa bu bence durumunuzu değerlendirmeniz için bir uyarı olmalı.

Teknik olarak düzeltilemeyecek şey yok. Sadede arka arkaya çok ameliyat olmuş
kişilerde genellikle ameliyatın sonunda burun derisinin yeni burun şekline kolay
adapte olamamasında sorun yaşayabiliyoruz. Bu bazen durumu o kadar zorlaştırıyor
ki yaptığınız burun çatısı, kemik ve kıkırdak iskelet elastikiyetini yitirmiş
cildin altında zamanla eski şekle doğru dönebiliyor. Ama bunun nadir
karşılaştığımız bir sorun olduğunu, benim bu derece yıpranmış ve hırpalanmış
burunlar ile yılda bir iki kez karşılaştığımı söyleyebilirim.

Tekrar yapılan düzeltme ameliyatları elbette normal şartlarda, daha önce hiç
ameliyat edilmemiş bir burun ameliyatından çok daha zor olur. Elde edilecek
sonuç içinde çok kesin konuşmamak yerinde olur. Ama bu ameliyatlarda da artık
eskisine göre çok başarılı olabiliyoruz. Ciddi problemi olamayan burunları
normal bir hale getirebiliyoruz. Sevindirici olan artık geriye dönüşümsüz
hataların ortadan kalkmış olması. Bir şekilde bütün sorunları çözmek mümkün.