Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiÄi anlaÅıldıktan ve dosyadaki kaÄıtlar okunduktan sonra gereÄi görüÅüldü:
Dava, iÅ kazası sonucu oluÅan bedensel zarar nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat istemine iliÅkindir. Bu davayı açmadan önce bir
avukata danıÅarak hareket etmelisiniz.
Davacı, 01.10.1997 tarihinde iÅ kazası sonucu yaralandıÄımı ileri sürerek 22.11.2000 tarihinde maddi tazminat istemli eldeki davadaki taleplerini, 06.07.2011 tarihli dilekçesi ile 20.000,00 TL manevi tazminat, ile 60.448,71 TL maddi tazminat olarak artırdıÄını beyan ederek maddi ve manevi tazminat istemiÅtir. Tazminat bedellerini belirlenmesinde uzman bir
avukata sormanızda yarar olacaktır.
Davalı iÅveren, 10 yıllık zamanaÅımı süresi dolduktan sonra verilen ıslah dilekçesi ile talep edilen tazminatların zamanaÅımı süresi dolduktan sonra istendiÄini ileri sürerek davaların reddini savunmuÅtur.
Mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verdiÄi karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Ãzel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuÅ; mahkemece önceki kararda direnilmiÅ, direnme kararı davalı Åirket vekili tarafından temyiz edilmiÅtir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuÅmazlık; ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi ve manevi tazminat isteminin zamanaÅımına uÄrayıp uÄramadıÄı noktasında toplanmaktadır.
Ãncelikle; zamanaÅımı ve zamanaÅımının kesilmesi kavramları ile bunların sonuçları üzerinde kısaca durmakta yarar vardır.
Hukuk bürosu belgelerinde de belirtildiÄi gibi zamanaÅımı; alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden, dava edilebilme niteliÄinden yoksun kalmasını ifade etmektedir. Sonucu alacak hakkına son verme deÄil, onu eksik borç haline getire olarak ortaya çıkar. ZamanaÅımına iliÅkin düzenlemelerin temelinde; iddia edilen alacaÄın aradan uzun zaman geçmiÅ olmasına raÄmen kullanılmaması karÅısında borçlunun oldukça uzak geçmiÅte kalan bir borçtan doÄabilecek ihtilaflara karÅı korunması, kendi alacaÄına karÅı uzun süre kayıtsız kalan kimsenin hu hakkının artık korunmaya layık olmadıÄını kabul etmiÅ sayılması yatmaktadır.
Borçlar Kanunumuzda asıl zamanaÅımı süresi 10 yıl olarak kabul edilmiÅ, daha uzun ya da daha kısa sürelerin getirildiÄi özel hükümlerin saklı olduÄu BK'nın 125. maddesinde belirtilmiÅtir.
BilindiÄi üzere, iÅçi ile tazminat sorumlusu iÅveren arasında hizmet akdi iliÅkisi bulunmaktadır. Davalı iÅveren iÅçi saÄlıÄı ve güvenliÄine iliÅkin mevzuata aykırı hareketi ile davacı iÅçinin yaralanmasına neden olduÄundan, bu davranıÅlar mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 332/1 maddesinde belirtilen akde aykırı durumları oluÅturur. BK.'nın 125. maddesinde düzenlenen on yıllık akdi zamanaÅımına tabidir.
Kural olarak; zamanaÅımı alacaÄın muaccel olduÄu tarihten baÅlar.
Avukat danıÅma hattı personellerinin belirttiÄi ve bilindiÄi gibi, BK'nın 132 maddesinde durma, 133. maddesinde de zamanaÅımının kesilme nedenleri düzenlenmiÅtir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunun 662 maddesinde, 6183 sayılı yasada ve Ä°Ä°K'nin 143. maddesinde de Borçlar Kanunundan ayrı olarak zamanaÅımının kesilme nedenleri düzenlenmiÅtir. Kesilmede, durmadan farklı olarak kesilme tarihine kadarki sürenin yanması, kesilme tarihinden sonra sürenin yeniden baÅlaması söz konusudur. Kural olarak; kesilmeden sonra da aynı zamanaÅımı süresi iÅlemeye baÅlar. BK'nın "Katı sebepleri" baÅlıÄını taÅıyan 133. maddesinin birinci fıkrasında; "Borçlu borcu ikrar ettiÄi, hususiyle faiz veya mahsuben bir miktar para veya rehin yahut kefil verdiÄi takdirde, "Ä°kinci fıkrasında" Alacaklı dava veya defi zımnında mahkemeye veya hakeme müracaatla veya icrai takibat yahut iflas masasına müdahale ile hakkını talep eylediÄi halde." denilerek zamanaÅımını kesen sebepler arasında alacaklının dava yoluyla mahkemeye baÅvurması sayılmaktadır.
Burada somut olaya baktıÄımızda; eldeki dava devam ederken, 23.11.2003 tarihinde açılan sürekli iÅ göremezlik oranının tespiti istemli Kartal 1. Ä°Å Mahkemesi'nin 07.04.2009 tarih 2007/751 E., 2009/192 K. sayılı kararı ile davacının 23.09.1997 tarihinde geçirdiÄi iÅ kazası nedeniyle yaÅına göre maluliyet oranının %11,2 olduÄuna karar verilmiÅtir. Åu duruda davacının söz konusu davada sürekli iÅ göremezlik oranının tespitini istediÄi halde, eldeki asıl davada tazminat talebinde bulunmuÅtur.
UyuÅmazlıÄın çözümü için sürekli iÅ göremezlik oranının tespitine iliÅkin hükmen BK. 133/11 anlamında bir dava yoluyla mahkemeye baÅvurma anlamına gelip gelmediÄi üzerinde durulmalıdır.
BilindiÄi üzere, haksız fiilin unsurları; zarar, fiil ile zarar arasında illiyet baÄı, fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir. Haksız eylem niteliÄinde olan iÅverenin davranıÅı nedeniyle sorumluluÄundan söz edebilmek için, haksız fiilin unsurlarından biri olan uÄranılan zararın tespitinde iÅçide meydana gelen sürekli iÅ göremezlik oranının belirlenmesi önem taÅımaktadır. Bu nedenle sürekli iÅ göremezlik oranının %11,2 olduÄunun mahkemece tespiti ile sonuçlanan ve davacının açıkça zarara uÄradıÄını ortaya koyan, kesinleÅmiÅ mahkeme hükmünün de BK 133/11 anlamında bir dava yoluyla mahkemeye baÅvurma olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar ıÅıÄında somut olay deÄerlendirildiÄinde, davacının 22.11.2000 tarihinde açtıÄı eldeki davada, Sosyal Sigortalar Kurumu SaÄlık ve Maluliyet Ä°Åleri Daire BaÅkanlıÄı tarafından 30.11.2001 tarihinde sürekli iÅ göremezlik oranının %0 olarak tespit edildiÄini öÄrenmiÅtir. Davacı vekilinin 06.02.2002 tarihinde müvekkilinin saÄ kolunun tamamen kullanılamaz hale geldiÄi belirtilerek sürekli iÅ göremezlik oranının yeniden belirlenmesi için itiraz etmesi üzerine, Sosyal Sigorta Yüksek SaÄlık Kurulunun 18.03.2003 tarihli raporu ile sigortalının geçirmiÅ olduÄu iÅ kazası nedeniyle maluliyet gerekmediÄine karar verilmiÅtir. Davacının beden gücü kayıp oranının tartıÅmalı bulunması ve 23.11.2003 tarihinde açılan sürekli iÅ göremezlik oranının tespiti istemi ile dava edilmesi üzerine sorunun çözümü için Adli Tıp Kurumundan görüŠsorulmuÅ ve Adli Tıp Kurumu 3. Ä°htisas Dairesinin 29 AÄustos 2007 tarihli raporu ile davacının sürekli iÅ göremezlik oranının %15,2 olduÄu tespit edilmiÅtir. Ä°tiraz üzerine Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'nun 21 AÄustos 2008 tarihli kararı ile davacının sürekli iÅ göremezlik oranı %11,2 olarak son ve kesin olarak saptanmıÅtır. Ä°Åte davacı ortaya çıkan bu yeni ve kesin olguya dayalı olarak zamanaÅımını kesmek amacıyla istemde bulunduÄuna göre davanın zaman aÅımına uÄradıÄını kabul etmek mümkün deÄildir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüÅmeler sırasında, somut olayda olay tarihinden sonra devam eden tedavilere baÄlı olarak geliÅen bir durum söz konusu olmadıÄından BK 125. maddesinde düzenlenen 10 yıllık zamanaÅımı süresinin kaza tarihinden itibaren hesaplanacaÄı buna göre ıslah tarihi itibarı ile zamanaÅımı süresinin dolmuÅ olması nedeni ile direnme kararın bozulması gerektiÄi görüÅü ile sürülmüŠise de bu görüŠyukarıda açıklanan nedenlerle çoÄunluk tarafından benimsenmemiÅtir.
Belirlenen nedenlerle; mahkemenin zamanaÅımı süresinin dolmadıÄına iliÅkin kabulü usul ve yasaya uygun direnme kararının onanması gerekmiÅtir.
Açıklanan nedenlerle direnme kararının onanması gerekir.
SONUÃ:
Açıklanan gerekçeyle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan direnme kararın ONANMASINA, aÅaÄıdaki dökümü yazılı (3.866,20 TL) harcın temyiz edenden alınmasına, 15.05.2015 gününde oyçokluÄu ile karar verildi.
https://vegahukuk.com/